8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Medeniyetlerin gelişmesinde ve ilerlemesinde büyük katkısı olan kadınlarımızın toplumumuza katkılarını, tarihimizde kazanmış olduğumuz zaferlerde görmekteyiz.
Türk kadını; daima özveri ve sevginin kaynağı olmuştur. Bu anlamda dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş fedakârlıklarla tarihimize adını yazdırmış kadınlarımızın haklarını ödeyemeyiz.
Yüklendiği sorumluluklar açısından baktığımızda kadınların ev ve iş yükünün yanı sıra annelik gibi ulvi bir sorumluluğunun da bulunduğu göz ardı edilmemelidir. Hayatın ağır şartları altında, anne, eş ve iş kadını olarak ayakta kalabilen kadınlar; hayatın mimarları olarak en büyük saygıyı ve övgüyü hak etmektedirler.
Ecdadımızın hayatında erkeğin kadınla paylaşmadığı hiçbir sosyal mevki bulunmuyordu. Kadının ikinci plana itilmesi hemen hemen yok gibiydi. Orhun Anıtları’nda Bilge Kağan şöyle seslenir; ’Tanrı, Türk milleti yok olmasın diye babam Kağan ile anam Hatunu yükseltti.’ Büyük devlet adamı Nizamülmülk’ün dediği gibi; ’Türkistan hakanları devlet işlerinde hatunların fikirlerine kıymet verirlerdi.
Bizim kültürümüzde baba soyu kadar ana soyu da önemlidir. Ve kadın erkek arasında aşılması imkânsız duvar ve mesafeler hiç olmamıştır.
Türk kadını hakkında, Devletimizin Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, şu sözlere yer vermiştir, “Dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim’ diyemez”
Dinimize göre kadınlar ve erkekler yaratılış olarak eşittirler. Bu konuda Allah Kur-an'da'Ey İnsanlar! Biz sizi, bir erkek ile bir dişiden yarattık... Hiç şüphesiz Allah katında en değerliniz takvaca en ileri olanınızdır' buyurmaktadır. Bundan dolayı kadınlarımıza hak ettikleri değeri vermemiz aynı zamanda dinimiz İslam'ın gereklerindendir. Kadınlarımızın haklarını yalnız bir gün değil her gün savunmalıyız.
Yeryüzünde sosyal hayatta kadının toplumda yeri yoksa o toplum enerjisinin yarısını kullanmıyor demektir. Emek kime ait olursa olsun en kutsal değerdir. İslam dininin egemen olduğu ülkeler içerisinde eğitimin yükselmesi ve kadınlarımızın sosyal hayata girmelerine olanak sağlanmasıyla birçok alanda başarının yükseldiği ülke Türkiye’dir .
Türk kadını, kendisine tanınan bütün haklara lâyık olduğunu, hem söz konusu haklar tanınmadan önceki asalet ve kahramanlığı ile hem de bu haklar tanındıktan sonra, kısa zamanda, çeşitli mesleklerde gösterdiği başarılarla kanıtlamıştır.
Atatürk “Şuna kani olmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” demiştir. Kadının ihmal edildiği bir toplumun varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi mümkün değildir.
Unutmayalım, bağımsızlığımızın ninnisini söyleyen kadındır, bekamızın duasını eden kadındır, vatana evlat yetiştiren yine kadındır, annedir."
Kadına yönelik şiddete hemen her gün şahit olduğumuz bir dünyada 8 Mart tarihi daha anlamlı bir hal alıyor. Kadının eğitim hizmetlerinden mahrum bırakan, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bir toplumun geleceğinin karanlık olduğu ortadadır. . Bu nedenle kadınlarımıza ne kadar güzel fırsatlar sunabilirsek, toplum olarak o oranda güçleneceğimiz inancındayım.
Kadınlarımızın hayatın her alanında katılımlarının yükseldiği, başta şiddet, ayrımcılık ve fırsat eşitsizliği gibi önemli sorunlarının tamamıyla çözüldüğü, mutlu aile ve mutlu toplum dileğiyle başta İlçemiz kadınları olmak üzere tüm kadınlarımızın "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü” kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.